Necip Fazıl Kısakürek

26-05-1904 - 25-05-1983

  • Zindandan Mehmet'e Mektup

Zindandan Mehmet'e Mektup

Zindan iki hece Mehmetim lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Birde geri adam boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed` im!
Kavuşmak mı? ... Belki... Daha ölmedim!

Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yolda tutuktur hapse düşeli...
Git vegel... yüz adım... Bin yıllık konak.
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak

Bir alem ki, gökler boru içinde!
Akıl almazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu sus mu unut mu, , ?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?

Bir idamlık Ali vardı, asıldı
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, Bir kaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
bahçeye diktiği üç beş karanfil...

Müdür bey dert dinler bu gün `maruzat`!
Çatık kaş... Hükümet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz dilekçem...
Anlamaz ruhuma geçti bilekçem!

Saat beş dedi mi, Bir yırtıcı zil;
Sayım var, Maltada hizaya dizil!
Tek yekün içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemiyet
Urbalarla kemik, Mintanlarla et.

Somurtuş ki bıçak, Nara ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccademin yüzünde şevkat;
Beni kimsecikler okşamaz madem;
Öp beni anlımdan, Sen öp seccadem!

Çaycı, getir ilaç kokulu çaydan!
Dakika düşelim senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, Duman duman erisin!

Peykeler duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
gömülmüş duvara, baş baş gölgeler
Duvar katil duvar, yolumu biçtin!
kanla dolu sünger... beynimi içtin!

sükut... kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez Dünyadan nazar.
Yerinde mi acep ölü ve mezar
yer yüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç varda kalan biz miyiz?

Ses demir, su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelirki elde kader bu emir...
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünya ya kapalı, Allah`a açık.

Dua dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...
Bir soluk, Bir tütsü Bir uçan buğu
İplik ki incecik, örer boşluğu.

Ana rahmi zahir şu bizim koğuş;
Karanlığındanur, yeniden doğuş...
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa dim dik doğrul ve sevin!

Mehmed`im sevinin başlar yüksekte!
Ölsekte sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu teker kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

Yeni Eklenen Şairler

Cahit Sıtkı Tarancı

4 Ekim 1910 , Salı


Ümit Yaşar Oğuzcan

22 Ağustos 1926 , Pazar


Atilla İ̇̇̇lhan

6 Aralık 1925 , Pazar


Murat Bayar

30 Kasım -0001 , Pazartesi


Necip Fazıl Kısakürek

26 Mayıs 1904 , Perşembe


Mehmet Âkif Ersoy

20 Kasım 1873 , Perşembe


Cemal Süreya

1 Ocak 1931 , Perşembe


Ahmet Haşim

1 Temmuz 1887 , Cuma


Yeni Eklenen Şiirler

Sonsuzluk Denizinde Kaybolan Yıldız

1 Ekim 2023 , Pazar - 22:16:08


Otuz Beş Yaş

1 Ekim 2023 , Pazar - 13:10:01


Zindandan Mehmet'e Mektup

30 Eylül 2023 , Cumartesi - 20:35:19


Sabır Şiiri

29 Eylül 2023 , Cuma - 14:20:29


Piyale

3 Ağustos 2023 , Perşembe - 12:03:10


Üvercinka

3 Ağustos 2023 , Perşembe - 02:24:29


Ya Rab Bu Uğursuz Gecenin Yok Mu Sabahı?

2 Ağustos 2023 , Çarşamba - 22:34:18