Şiirler

Şiir Kategorileri

Tüm Şiirler


Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.Dante gibi ortasındayız ömrün.Delikanlı çağımızdaki cevher,Yalvarmak yakarmak nafile bugün,Gözünün yaşına bakmadan gider.Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?Benim mi Allahım bu çizgili yüz?Ya gözler altındaki mor halkalar?Neden böyle düşman görünürsünüz,Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?Zamanla nasıl değişiyor insan!Hangi resmime baksam ben değilim.Nerde o günler, o şevk, o heyecan?Bu güler yüzlü adam ben değilim;Yalandır kaygısız olduğum yalan.Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;Hatırası bile yabancı gelir.Hayata beraber başladığımızDostlarla da yollar ayrıldı bir bir;Gittikçe artıyor yalnızlığımız.Gökyüzünün başka rengi de varmış!Geç farkettim taşın sert olduğunu.Su insanı boğar, ateş yakarmış!Her doğan günün bir dert olduğunu,İnsan bu yaşa gelince anlarmış.Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!Her yıl biraz daha benimsediğim.Ne dönüp duruyor havada kuşlar?Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?N'eylersin ölüm herkesin başında.Uyudun uyanamadın olacak.Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?Bir namazlık saltanatın olacak.Taht misali o musalla taşında.
Devamını Göster

Zindandan Mehmet'e MektupZindan iki hece Mehmetim lafta!Baba katiliyle baban bir safta!Birde geri adam boynunda yafta...Halimi düşünüp yanma Mehmed` im!Kavuşmak mı? ... Belki... Daha ölmedim!Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,Kırmızı tuğlalar altı köşeli.Bu yolda tutuktur hapse düşeli...Git vegel... yüz adım... Bin yıllık konak.Ne ayak dayanır buna, ne tırnakBir alem ki, gökler boru içinde!Akıl almazların zoru içinde.Üstüste sorular soru içinde:Düşün mü, konuş mu sus mu unut mu, , ?Buradan insan mı çıkar, tabut mu?Bir idamlık Ali vardı, asıldıKaydını düştüler, mühür basıldı.Geçti gitti, Bir kaç günlük fasıldı.Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;bahçeye diktiği üç beş karanfil...Müdür bey dert dinler bu gün `maruzat`!Çatık kaş... Hükümet dedikleri zat...Beni Allah tutmuş kim eder azat?Anlamaz; yazısız, pulsuz dilekçem...Anlamaz ruhuma geçti bilekçem!Saat beş dedi mi, Bir yırtıcı zil;Sayım var, Maltada hizaya dizil!Tek yekün içinde yazıl ve çizil!İnsanlar zindanda birer kemiyetUrbalarla kemik, Mintanlarla et.Somurtuş ki bıçak, Nara ki tokat;Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...Yalnız seccademin yüzünde şevkat;Beni kimsecikler okşamaz madem;Öp beni anlımdan, Sen öp seccadem!Çaycı, getir ilaç kokulu çaydan!Dakika düşelim senelik paydan!Zindanda dakika farksızdır aydan.Karıştır çayını zaman erisin;Köpük köpük, Duman duman erisin!Peykeler duvara mıhlı peykeler;Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,gömülmüş duvara, baş baş gölgelerDuvar katil duvar, yolumu biçtin!kanla dolu sünger... beynimi içtin!sükut... kıvrım kıvrım uzaklık uzar;Tek nokta seçemez Dünyadan nazar.Yerinde mi acep ölü ve mezaryer yüzü boşaldı, habersiz miyiz?Güneşe göç varda kalan biz miyiz?Ses demir, su demir ve ekmek demir...İstersen demirde muhali kemir,Ne gelirki elde kader bu emir...Garip pencerecik, küçük, daracık;Dünya ya kapalı, Allah`a açık.Dua dua, eller karıncalanmış;Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...Bir soluk, Bir tütsü Bir uçan buğuİplik ki incecik, örer boşluğu.Ana rahmi zahir şu bizim koğuş;Karanlığındanur, yeniden doğuş...Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!Sen bir devsin yükü ağırdır devin!Kalk ayağa dim dik doğrul ve sevin!Mehmed`im sevinin başlar yüksekte!Ölsekte sevinin, eve dönsek de!Sanma bu teker kalır tümsekte!Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
Devamını Göster

Sabrın sonu selâmet,Sabır hayra alâmet.Belâ sana kahretsin;Sen belâya selâm et!Felâh mı, onda felâh,Silâh mı, onda silâh.Sen de kim oluyorsun?Asıl sabreden Allah.Sabır, incecik sırat;Murat içinde murat.Sabır Hakka tevekkül.Sabır hakka itimat.Sabırla pişer koruk,Yerle bir olur doruk.Sabır, sabır ve sabır,İşte Kur'anda buyruk!Bir sır ki âşikâre,Avcı yenik şikâre.Yalnız, yalnız sabırdaÇaresizliğe çare...
Devamını Göster

Zannetme ki güldür, ne de lale,Âteş doludur, tutma yanarsın,Karşında şu gülgûn piyale…İçmişti Fuzûlî bu alevden,Düşmüştü bu iksîr ile mecnûnŞi’rin sana anlattığı hâle…Yanmakta bu sâgardan içenler,Doldurmuş onunçün şeb-i aşkı,Baştan başa efgân ile nâle…Âteş doludur, tutma yanarsın,Karşında şu gülgûn piyale…Piyale kelime manası içki kadehi olan bir kelimedir. Burada bahsi geçen içki divan edebiyatı mazmunlarından olan ilahi aşkı anlatmak için ele alınmıştır. Zaten şiirde geçen Fuzuli,Mecnun gibi ifadelerle şair divan edebiyatına atıf yapmaktadır.
Devamını Göster

Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerindenEn uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu                                                               kesmemeyeLaleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayızBirden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsunAma nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemezSevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyorBütün kara parçalarında                           Afrika dahilAydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olmaYatakta yatmayı bildiğin kadarSayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha nelerBoşunaymış gibi bunca uzaması saçlarınınBen böyle canlı saç görmedim ömrümdeHer telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyorBütün kara parçaları için                           Afrika dahilSenin bir havan var beni asıl saran oOnunla daha bir değere biniyor soluk almakSabahları acıktığı için haklıGününü kazanıp kurtardı diye güzelBirçok çiçek adları gibi güzelEn tanınmış kırmızılarla açanBütün kara parçalarında                           Afrika dahilBirlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötüBoynun diyorum boynunu benim kadar kimse                                                   değerlendiremezBir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecekİki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlarBöylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlarZaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna                                                            diziyorlarBütün kara parçalarında                            Afrika dahilBurda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırasıKalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenkiPadişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yokAklıma kadeh tutuşların geliyorÇiçek Pasajında akşamüstleriAsıl yoksulluk ondan sonra başlıyorBütün kara parçalarında                           Afrika hariç değil
Devamını Göster

Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!Yandık diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun!Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında,Yâ Rab, o cehennemle bu tûfan arasında,Toprak kesilip, kum kesilip Âlem-i İslâm;Hep fışkıracak yerlerin altındaki esnâm!Bîzâr edecek, korkuyorum, Cedd-i Hüseyn'i,En sonra, salîb ormanı görmek Harameyn'i!...Bin üç yüz otuz beş senedir, arz-ı Hicaz'ınÂteşli muhitindeki sûzişli niyâzınEmvâci hurûş-âver olurken melekûta?Can sesleri bogsunda gomulsun mu sukutaSönsün de, İlâhi, şu yanan meş'al-i vahdet,Teslis ile çöksün mü bütün âleme zulmet?Üç yüz bu kadar milyonu canlandıran îmanOlsun mu beş on sersemin ilhâdına kurban?Enfâs-ı habisiyle beş on rûh-u leimin,Solsun mu o parlak yüzü Kur'an-ı Hakim'in?İslâm ayak altında sürünsün mü nihâyet?Yâ Rab, bu ne hüsrandır, İlâhi, bu ne zillet?Mazlûmu nedir ezmede, ezdirmede mânâ?Zâlimleri adlin, hani öldürmedi hâlâ!Câni geziyor dipdiri... Can vermede mâsûm!Suç başkasınındır da niçin başkası muhkûm?Lâ yüs'ele binlerce sual olmasa du kurbân;İnsan bu muammalara dehşetle nigeh-bân! Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık!Mâdâm ki, ey adl-i İlâhi yakacaktın...Yaksaydın a mel'unları... Tuttun bizi yaktın!Küfrün o sefil elleri âyâtını sildi:Binlerce cevâmi' yıkılıp hâke serildi!Kalmışsa eğer bir iki mâbed, o da mürted:Göğsündeki haç, küfrüne fetvâ-yı müeyyed!Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar,Bir giryede bin ailenin mâtemi çağlar!En kanlı senâatle kovulmuş vatanından,Milyonla hayâtın yüreğinden gidiyor kan!İslâm'ı elinden tutacak, kaldıracak yok...Nâ-hak yere feryâd ediyor: âcize hak yok!Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi?Ağzım kurusun... Yok musun ey adl-i İlâhî!
Devamını Göster